
Mehmet Kuvvet
ŞİİR EKSPRESİ
YIL:15 SAYI: 738
“KIYAMAM SANA” ŞARKISININ HİKÂYESİ
“Leman Sam'ın “Kıyamam Sana” şarkısını dinlemeyeniniz yoktur sanırım. Bu şarkıyı bir aşk şarkısı sanıyorsunuz değil mi? Hayır değil. Söz yazarı Karaköy Genelevi'nde çalışan meçhul bir kadın.
Bir gün beklemediği anda hamile olduğunu öğrenir. Bulunduğu ortamı ve şartları düşününce bebeğinden vazgeçmekten başka çaresi yoktur. Evlatlık vermeye karar verir ve bu sözleri yavrusuyla beraber olduğu o son gece yazar. Çaresiz bir annenin kaleme aldığı bu şarkının sözleri şöyle;
“Bir gün anlayacaksın,
neden sessizce gittiğimi..
Senden vazgeçmek uğruna,
nasıl bir savaş verdiğimi..
Mevsim kış olur hani,
bir yudum güneş bulamazsın,
sonsuz uçurumlardaki
çiçeklere dokunamazsın..
Her sabah bir sayfa daha,
eksilip gidiyor ömrümden..
Gönlümün yıkıntılarında,
can çekişiyor umutlarım..
Ellerimde acı var, ellerini tutamam,
kıyamam, kıyamam sana..
Yollarımda ayaz var, yaklaşma yollarıma,
kıyamam, kıyamam sana...
Karanlık gecelere ortak edemem seni,
Kıyamam, kıyamam sana...”
ÖZLEM
Gece çöktüğü anda,
Hapsediyorum gözlerimi,
Bilinmezdeki uzağa…
Buluyorum kendimi,
En derin,
En kuytu,
En gizli zamanda…
Bir ses dokunuyor ruhuma,
Haykırmak istiyorum;
O soluksuz zamanda…
Coşkudan,
Heyecandan,
Dil tutsak oluyor aşkınla…
Bile bile yanıyor,
Yavaşça eriyor bedenim
Dinmeyen yaramda…
Öyle hasretim bilsen,
Kayboluyorum varlığında…
GÖZYAŞI
Bilemezsin,
Adı konmamış duygularda,
Bir yaprak misâli,
Savrulursun yalnızlığında…
Var olma nedeni,
Yüreğin mabedi,
Düşer asi düşlerin,
Melankolik ruhunda…
Söyle!
Nasıl sevdim,
Ne zaman sevildim,
Bin asırlık özlemimde,
Sensin beklediğim…
BİR SES
Yazıyorum,
Bir hazan günü…
Eşlik ediyor inceden,
Yağmurun gürültüsü…
Dokunuyor ruhuma,
Bir nefeslik aşk düğümü…
Şimdi gitme vakti!
O yeşil cennetin,
Sonsuzluğun bestesi,
Arıyor içindeki gökyüzünü…
Ecem KARAHAN
SON OKUDUĞUM KİTAPLAR
Meryem Hanım'ın Küpeleri:
Anı roman, (256 sayfa). 1909, Üsküp- Kalkandelen- Urviç Köyü'nde başlayan serüven. Yüzlerce yıl birlikte yaşadıkları, aşlarını paylaştıkları, dertleriyle hemdert, mutluluklarına ortak oldukları gayrimüslimlerin zulmünden canlarını kurtarmak için Urviç'ten kalkıp Bursa'ya göç eden bir ailenin romanı. Okuyunca, barış zamanı elde bulunan nimetlerin ne denli değerli olduğunu, zayıf, işini bilmez; halkını değil, saltanatını düşünen yayılmacı hükümranlığın gaflet içinde bir yönetim silsilesinin eline geçtiği zaman halkı nasıl perişan edebileceğini yaşayacaksınız.
Milletleşen Adam
Tezli roman, (296 sayfa). Sevr Anlaşmasından başlayarak Anadolu mücadelesi anlatılmış. Akıcı. Kudret Emiroğlu yayına hazırladı. Tıpkı basım yerine, bugünkü yazım kurallarına çevrilerek ve bu da belirtilerek, basılsa daha mı iyi olurdu?
Bir Zamanlar Trabzon
Köşe Yazıları. (294 sayfa). Çoğunu Kuzey Ekspres'in sayfalarında okumuştum. Ancak kitapta daha bir dikkatle okuyarak eksik olan birçok bilgiyi tamamladım. Hasan Kurt’un kaleminden…
Üç yazara da teşekkürler, ellerine, beyinlerine sağlık.
Zekeriya SAKA
Düet
ıslak eteklerinden saçılıyor koyun
yeşil sürmelerine ispinozlar
büyüyor gözbebeklerimde haylaz düeti mavilerin
dolanıyor teni soluk
büktüğün belinden söğütlerin omuzlarıma dökülüyorsun sevgili…
kirpiklerimden damlıyor göğüslerin
süt banyosunda kavgası güvercin yavrularının
olgunlaşan tadından günün
kucağıma boşalıyorsun
susuyor sesleri rüzgarların
yarılıyor kafes
fışkırıyor bakışlarına su kanadı çağlayanlarımın
akıyor kızıllıklardan düşlenen hayaller
ışıyışından epifitlerimin
küllerime sızıyorsun sevgili
tütüyor üstünden sabahın bucaklarına senliğim!
Filiz Kalkışım Çolak
• Dünyaya fakir olarak gelmek sizin suçunuz değil ama fakir olarak ölmek sizin suçunuz. (Bill Gates)
BAYRAM SEVİNCİ
Bayram geldi çocuklar sevindi
Akrabalar dostlar sevindi
Yardımlaşma dostluk arttı
Ardından küsler barıştı
Yemekler paylaşıldı.
Sevinçliyiz hepimiz
Eğlenir çocuklar, büyükler
Verilir harçlıklar, şekerler
Çok mutlu olur çocuklar
İçimizi ısıtır bayram sevinci.
Beren Su Yazıcı
HASTALIK TARİFİ!
Hay Allah!
Ayak parmağıma musallat olan acı ve sızı yine çıkıp geldi. Aralıklarla bir yıldan beri “tak” kapımı çalıyor. Önce ince bir sızı, gittikçe dozunu artırarak ağrı ve şişkinlikle bağdaş kurup oturuyor. (GUT)
Çok arsız ve ukala bir misafir gördüm ve yaşadım ama böylesini hiç yaşamamıştım.
Ressam Muzaffer Akyol
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.