trabzon sanat günleri..
bu yıl 12. düzenlenen uluslararası trabzon sanat günleri 09 ilâ 12 haziran tarihleri arasında gerçekleştirildi
emeği geçen;
gerek trabzon sanatevi yönetici-temsilcilerine gelecek olan sanatçıları belirleyenlere ve de gerekse etkinliğin gerçekleşebilmesi için kendi bütçelerinden fedakârlık eden kuruluşlara şükranlarımı sunuyorum
geçen yıllara göre gerek dünyamızı alt üst eden covıd-19 virüs salgınının getirdiği olumsuz koşulları göz ardı edemesek de;
‘salon garaj’ adındaki söyleşi ve gösteri salonuna katılımdan çok sanatevi bahçesindeki dedikodu günleri daha yoğundu
bahçenin kedileri bile rahatsız oldu bu lafazan muhabbetten kih! kih!
*
çoğu kendi kulvarında koşan ülkemizin değerleri olan birçok güzide sanatçıyı görme ve duyma şansını yakalamışken;
üstelik bunu da hiçbir ücret ödemeden ve sadece kendi lafazan zamanımızdan feda ederek dinleme görme olanağına katılamamayı sindiremiyorum nedense
sonra da afili sözlerle ülkemiz bilimde ve sanatta neden ileri gitmiyor yaygarası
*
her yıl olduğu gibi bu yıl da şaşıramadım
bilim insanlarına göre doğada en meraklı canlıların başında güya insan gelirmiş
ne gam!
yüksünmeden söylemek gerekirse türkiye’de sanatın başkenti istanbul ise utanmadan bir de karadeniz’de sanatın başkentinin trabzon olduğu söylenir
hiç olmazsa bir saatlik zaman dilimi için her söyleşiye 15 dakikalarını ayırsalar o bile yeterdi
gelen birkaç güzide dosta eşlik ettiğim için önceki yıla yıllara göre çoğuna katılamamış olsam da elden geldiğince katıldım ve söyleşileri dinledim
birçok değerin düşüncesini de yerinde kişisinden inleyerek öğrenmeye çalıştım
sanatevi bahçesinde imza günü düzenleyen arkadaşlarımızın da yanına giderek destek olmaya çalıştım
ve birkaç arkadaşımın günümüze kadar yapılan tüm etkinliklere katıldığını öğrendiğimde de o arkadaşlarımı da eşkin yürekten kutladım
*
merkezi yönetici ve kurumlara gelince:
-lan gardaş bu nasıl yara?
trabzon sanatevi’nin bütçesi zaten kısıtlı
güven duygunuz yoksa kendiniz de karşılayabilirsiniz ve bu tamamen kişi ya da kişilerin tasarrufundadır sanırım
en azından bir başka mekânda gelen konuğu ağırlayıp birkaç kadeh eşliğinde kentin geçmiş kadim kültürünü göstermek gerekmez miydi? demekten de alamadım kendimi
kısıtlı bütçemize rağmen kısmen de olsa bunu gerçekleştirmeye çalıştık
*
birkaç söz de sanatevi yönetimine gitsin:
sanatevi bahçesine giden konukların profiline bakılacak olursa şu ilk giriş kapısının eşiğine konulan hoparlörler nedir ya?
kafa dinlemeye gidilen günün yorgunluğundan sıyrılıp kendinizi ya da dostlarınızı dinlemek ne mümkün?
Efendim gençler istiyor?!
Tamam da bir mekân da ortayaş üstündekiler için olsun ya!
her keresinde de görevli arkadaşlara şu müziği kısar mısınız uyarısı
oldu olacak taverna müziği çalın bari kih! kih!
illa da bir müzik çalınacaksa o da hoparlörlerin sesi kısık olmak koşuluyla tasavvuf hafif klasik ya da ne bileyim yine hafif sesli olmak koşuluyla vurma çalgılı müzik dediğimiz enstrümantal müzik çok daha iyi olur kanısındayım
bir zaman sonra soyutluyorsunuz oradan kendinizi sohbet edemiyorsunuz
bangır bangır çalınan şu müzik nedir ya!
*
düzenlenen etkinliğin;
gerek ülke ve de gerekse uluslararası konumda kendi ülkeni ve kentini tanıtacak kişi ya da kurumlar tarafsız davranmak zorunda olması gerekmez mi?
herkesin herkesi sevmek zorunluluğu olmasa da saygı duyulması inancı baskın ruhumda
birlikte yaşamak ülküsü başka nasıl gerçekleşir ki?
kendi inancınıza ırkınıza saygı duyulmasını istiyorsa kişi ya da kişiler öncelikle tarafsız olma koşulunu çokça beslemelidir içinde
insan olmanın en temel koşulu bu olsa gerek
gerisi lafı güzaf!
*
gelen konukları kusursuz ağırlamak birkaç görülmesi gereken mekâna getirip-götürmek birkaç günlük iaşesini temin etmek gerekirken vurdumduymaz kör ayvazlığın sizlere ne katkısı olur ki?
geçmiş yıllarda göreceli de olsa bir yayla ya da sumelâ turu yapıldığını da biliyorum
oysa inanç eksenli etkinliklere kimleri getirdiğinizi de biliyoruz
gerçi bu küçük ya da büyük (artık nasıl büyükse) belediyelerimiz de kendi yandaşlarına oluk oluk paraları akıtıp birkaç yıldır iki kaldırım döşemesini su altı şebekesini bitiremeyip suya korkunç bir şekilde yüzde 47 zam yapmayı biliyor
kartondan elektrik direkleri dikmesini de biliyor
tabakhane yokuşundan yukarıya kaldırımı araçlar park etmesin diye bariyerlerle örmesini biliyor
sokak aralarına serpme çay ocakları serpiştirmeyi biliyor
kadınlar çocuklar ellerini kollarını sallayıp rahatlıkla geçemiyor oralardan
sokak aralarını boş buldukları alanları ücretli otopark yapmayı biliyor
kent nefes alamaz halde gelişigüzel arapsaçı trafiği yüzünden
kahramanmaraş caddesinin kent merkezi postahanesinin önünü dolmuşlar resmen istila etmiş
kendilerini akıllı milleti de ahmak yerine koyuyorlar
iyi de yapıyorlar kih! kih!
*
keza siyasi partiler de her zaman olduğu gibi sağır-dilsiz-körü oynadı
onlar için de sanat ya da kent adına boşuna duyarlılık bekliyoruz
kentin dinamikleri olan işinsanları da kendilerini bir şekilde yine yok saydı
kutluyorum onları kih! kih!
*
ha unutmadan şunu da ekleyeyim:
yerel gasteler de 12.uluslararası trabzon sanat günleri’ni dört gün boyunca çarşaf çarşaf yayımlamaktan da geri durmadı
bir kutlama da onlara gitsin kih! kih!
*
iktidar muhalefet yer değiştirecek olsa görünen köy kılavuz istemez misali çok bir şeyin değişeceği kanısında değilim
ülke ya da kentsel konumda yeteneksiz insanların yöneticiliğini yaptığı bir kuru kalabalık sadece yaşadığımız gördüğümüz
bir gün mutlaka! kendi inancımızla değiştireceğiz bu kötürüm durumu
*
işte böyle sevgili;
benim içinden gördüğüm-yaşadığım ülkem ve kentim ‘hepi topu’ bu kadardı!
..
19 haziran 2022
zeytinlik/trabzon sanatevi..