
TRABZON’DA GANİTA
Trabzon’da Ganita, benim favori yerlerimden, destansıbir cevher gibi, yazmak, düşünmek ve hayal kurmak için mükemmel bir yer, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir yer. İnsanı baştan çıkarıcı bir yer.
Delikli kaya, üç-beşmartı, uçsuz bucaksız deniz,yosun kokusu, uzaklarda balıkçıların hiç tükenmeyen türküleri. Romantik bir deniz manzarası.
Mevsim ışıklarının tadına varıyorsunuz, sonra 9:15 martısı geçiyor kanatlarında anılarımız. Her masada ayrı bir dost, ayrı bir sohbet;
Mehmet Ali Toklu konservatuvar giriş sınavları maceralarını anlatıyor bir köşede, Ahmet Şefik hak,hukukve adaleti anlatıyor diğer bir köşede, Tamer Küçük ile Muammer Kotbaşkarikatür çiziyorlar masalarında, Akın Aker ve Mehmet Serimerhararetle tartışıyorlar oyunun ikinci perdesini davudi sesleriyle, Asu Beşgen sinemanın mimari üzerine etkilerinden bahsederken, Adnan Sungur siyasetin futbol üzerindeki baskısını anlatıyor arkadaşlarına, Murat Aşar ile Hüseyin Kurtulduetraflarına toplaşmış genç ve güzel kızlara coşkuyla şiirler okuyorlar, Raif Kalyoncu denizin resim üzerine etkilerini tartışıyor Ekrem Kutlu ile ve bunlardan habersiz iki sevgili martıların şahitliğinde ilk kez el ele tutuşup, birbirlerinin gözlerinde kayboluyorlar kuytu bir köşede.Kasanın başında Osman tüm naifliğiyle izliyor olup bitenleri…Ben mi ne yapıyorum bu sırada, ekmek kırıntılarına uçuşan serçelerle sohbet edip, içime çekiyorum tutku ve zıtlığın şehri Trabzon’u,Mehmetsali’nin ağızda buruk tat bırakan yıllardır hiç değişmeyen çayının tadı damağımda.
Ganita’da uzun zamandır çözemediğim bir ikilem yaşıyorum çay yüzünden mi manzara güzel, manzara yüzünden mi çay güzel. Siz karar verin.
***
nedendir
bu sarhoşluk halimiz
akın aker
dalgalarda kaybolan hayallerimizden mi
balıkların şarkılarından mı yoksa
başımız üzerinde uçuşan martılar mı
sarhoş eder bizi
ganita’da içtiğimiz mehmetsali’nin çayı mı
belki
özlemlerimiz
bilemedim
akın aker
belki de
doğuştan
sarhoşluğumuz.
Havada Üç Beş Martı/Telgrafhane Yayınları
Teşekkür,
Geçmişten ilham alıp günümüze ait bir şeyler yaratmak. Dünün nezaketini günümüze taşımak. Trabzonspor hocası Abdullah Avcı’yı teşekkür etmek istiyorum, tutkuyu desteklediği, sürdürülebilir başarıların ardından koştuğu, şehrin bir parçası olması ve geçmişiyle bağ kurduğu için. Kasket bir simge, varoluşu, karşı gelişi, Anadolu devrimini anlatıyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.